Yazar: Tansel Kaplancan

Azosperminin En Büyük 6 Nedeni

Azosperminin En Büyük 6 Nedeni

Azospermi, erkeklerde ejakülasyon sırasında vücut dışarına çıkan menide hiç sperm hücresi bulunmaması durumudur. Azospermi obstrüktif yani tıkanıklığa bağlı olabildiği gibi non-obstrüktrif yani tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi şeklinde de görülebilmektedir. İki türün en büyük farkı ise tıkanıklığa bağlı olan azospermi hastalarında sperm hücresi üretiminin mevcut olmasıdır. Ancak tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında testiste sperm üretimi yok denecek kadar azdır ya da yoktur.

Erkek Kısırlığı (İnfertilite) Tedavileri Nelerdir?

Azospermi ve Mikro Tese Tedavisi

Azospermi hastalarında en başarılı sonuçlar veren tedavi yöntemlerinin başında mikro tese tedavisi gelmektedir. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında kullanılan bu yöntemle direkt olarak testiste ve sperma kanallarında sperm hücresi aranmaktadır. Uzman hekimlerce gerçekleştirilen mikroTESE cerrahisi ile canlı sperm hücresi bulma olasılığı %40 ile %60 arasında değişiklik göstermektedir. Mikro tese tedavisi sırasında testislerde bir kesi açılır ve bu kesiden direkt olarak sperm hücrelerinin üretildiği bölgelerde sperm hücresi aranır.

 

Azospermi Nedenleri

Azospermi birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenlerin ortadan kaldırılması ile beraber bazı durumlarda azospermi de ortadan kalkmaktadır. Ancak tüm azospermi nedenleri için böyle bir durum söz konusu değildir. Bazı durumlarda erkeklerde sperm üretimi mümkün olmadığı için azospermi hastalığı ortaya çıkmaktadır.

 

1. Hormonal Nedenler

Bazı hormonal bozukluklar testislerin işleyişini ve sperm hücrelerinin üretimini bozmaktadır. Hormonlar vücuttaki dokuların ve organların işleyişini kontrol etmeyi sağlamaktadır. Bu nedenle kişilerde meydana gelebilecek hormonal dengesizlikler vücudun çalışma şeklini de sekteye uğratmaktadır. Testosteron seviyelerinin düşük olması bu nedenlerden bir tanesidir. Vücutta hormonları kontrol eden belli başlı bazı bezler bulunmaktadır. Hipofiz bezi, böbrek üstü bezler ve tiroit hormonal sistemin yapıtaşlarıdır. Bu bezlerde meydana gelen bozukluklar hormonal problemlere de yol açmaktadır.

 

2. Hipo Hipo (Hipogonadotropik Hipogonadizm)

Kısaca hipo-hipo olarak bilinen hipogonadotropik hipogonadizm, testislerde cinsellik hormonunun çok az üretilmesi ya da hiç üretilmemesidir. Hipogonadotropik hipogonadizm hipofiz bezinde ya da hipotalamus bölgesinde meydana gelen bir problem sonucunda ortaya çıkmaktadır. Hipo hipo aynı zamanda gonadotropin yetmezliği ya da ikincil hipogonadizm olarak da bilinmektedir. Hipo hipo ergenliğin gecikmesi, kısırlık, düşük kemik yoğunluğu ve cinsel isteksizlik gibi çeşitli problemlere yol açmaktadır.

 

3. Genetik Problemler

Erkeklerde sperm üretiminin düzenlenmesinde Y kromozomunun yeri çok önemlidir. Bu nedenle özellikle Y kromozomunu etkileyen genetik problemler azopsermiye yol açabilmektedir. Kanser tedavisinde kullanılan radyasyon ve kemoterapi tedavileri de kromozomlar üzerinde olumsuz etkilere yol açabilmektedir. Genetik problemlere bağlı azospermi hastalıklarında sperm üretimi neredeyse yok denecek kadar azdır.

 

4. Klinefelter Sendromu

Klinefelter sendromu erkek bebeğin ekstra X kromozomu kopyasıyla doğması durumudur. Bu sendrom erkekleri etkileyen bir problemdir ve genellikle yetişkinliğe kadar teşhis edilememektedir. Klinefelter sendromu olan hastalarda testislerin büyümesi olumsuz etkilenir. Genellikle testisler olması gerekenden daha küçüktür ve bu nedenle testosteron üretimi de zayıftır. Klinefelter sendromu azosperminin yanı sıra düşük kas kütlesi, tüy dökülmesi ve meme dokusu büyümesine yol açmaktadır.

 

5. AZF Delesyonları

Y kromozomunda sperm üretimini AZF bölgeleri denetlemektedir. Bu bölgelerin kendi içerisinde AZFa, AZFb ve AZFc gibi alt bölümleri de bulunmaktadır. AZFa ya da AZFb delesyonu olan kişilerde sperm üretimi neredeyse hiç yoktur. Bu nedenle hastalara mikro TESE operasyonu bile yapılmamaktadır.

 

6. Nedeni Belli Olmayan Azospermi

Nedeni belli olmayan azospermi, tüm azospermi türleri arasında en sık rastlanılanıdır. Genetik ve hormonal testler sonucunda azospermiye neden olan problemin bulunamaması durumunda hastalar nedeni belli olmayan azospermi hastası olarak değerlendirilmektedir. Bu hastalarda mikro TESE ameliyatı ile sperm hücresi bulunma olasılığı yüksektir. Bu sayede tüp bebek gibi yardımcı üreme tedavileri ile neden belli olmayan azospermi hastaları da baba olabilmektedir.

Mikro TESE Ameliyatı

Mikro TESE Ameliyatı Sonrası İyileşme

Kadınların 12 yumurtlama dönemi boyunca korunmasız ve düzenli cinsel ilişkiye girilmesine rağmen hamileliğin oluşmaması infertilite olarak tanımlanmaktadır. İnferilite yalnızca kadın, yalnızca erkek ya da çiftlerin her ikisinden kaynaklanabilmektedir. Erkek kaynaklı kısırlığın yaygın görünen nedenlerinden biri azospermi adı verilen, sıfır sperm olarak da bilinen durumdur.

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında %60’lara varan oranda sperm bulunabilmesini sağlayabilen Mikro TESE cerrahisi genel anestezi altında gerçekleştirilir. Testislerin tekinin ya de her ikisinin birden kapsamlı olarak incelendiği, sperm bulundurma ihtimali yüksek olan kısımlarından örnek alındığı operasyon sırasında toplanan dokular embriyoloji laboratuvar incelemesine gönderilir. Operasyon sırasında skrotumun orta hattında 2-3 cm boyutlarında bir kesi açılır.

Mikro Tese Ameliyatı Sonrası İyileşme Kaç Günde Gerçekleşir?

Mikro TESE iyileşme süresi son derece konforlu cerrahilerden biri olma özelliğine sahiptir. Operasyon kesisi skrotuma yapılır ve skrotum cildinin en önemli özelliği son derece hızlı iyileşmesidir. Operasyondan 3 saat sonra hastalar sıvı formda gıda tüketimine başlayabilirler.

Erken dönemde reçete edilen ağrı kesicilerin ve antibiyotiklerin kullanılması önemlidir. Antibiyotik kullanımı enfeksiyon oluşumu ihtimalini minimize etmek için önerilir. Genel olarak hastalar bir hafta on günlük süre geçtikten sonra günlük hayatlarına geri dönebilirler. Cinsel ilişki için bir süre daha beklenmesi gerekir. Tam iyileşme gerçekleşmeden cinsel ilişkiden uzak durulmalıdır.

Mikro TESE Ameliyatı Sonrası İyileşme Süreci İle İlgili Sık Sorulan Sorular

Azospermi Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Menide canlı ya da cansız hiç olgun sperm bulunmaması olarak tanımlanabilen azospermi; tıkanıklığa bağlı azospermi ve tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi olmak üzere iki farklı türde karşımıza çıkabilir.

Tıkanıklığa bağlı azospermi durumunda testislerde sperm üretimi mevcut olmakla birlikte spermin meniyi oluşturan diğer sıvılarla birleşmemesi ya da vücut dışarısına atılmaması söz konusudur. Azospermi tedavisi süreci hastanın sahip olduğu azospermi türü doğrultusunda değişebileceği için tedavi süreci de farklılaşabilir. Bu nedenle bu sorunun yanıtının azospermi nedenleri ve dolayısıyla türü doğrultusunda değişebilir.

Mikro TESE Yöntemi ile Sperm Nasıl Alınır?

Genel anestezi altında gerçekleştirilen Mikro TESE sırasında skrotumdan kesi yapılır. Kesi yapılan bölgeden testislerde sperm bulundurma ihtimali olan kısımlar detaylı olarak incelenir ve gerek görülen kısımlardan örnek toplanır.

Operasyonun en önemli özelliği gelişmiş bir mikroskop kullanılarak gerçekleştirilmesidir. Böylece testis hasarı oluşma ihtimali minimum seviyeye iner.

Mikro TESE Neden Yapılır?

Mikroskopik Testiküler Sperm Ekstraksiyonu olarak da adlandırılabilen Mikro TESE cerrahi, spermin doğrudan erkeklerin testislerinden alınmasını sağlayan gelişmiş bir prosedürdür. Operasyonun temel amacı tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında, yardımcı üreme tekniklerinde kullanılmak üzere canlı sperm hücresinin bulunmasıdır.

Testislerden alınan dokularda canlı ve olgun sperm hücresi bulunup bulunmadığı operasyon sırasında embriyoloji laboratuvarında belirlenir. Mikro TESE sırasında çoklu sayıda sperm bulunduğu takdirde spermlerin canlılığının korunması ve yeniden operasyon gereksinimi duyulmaması için sperm dondurma gerekli olabilir.

MikroTESE sırasında sperm bulunmadıysa doku örneği patolojik incelemeye gönderilir. Elde edilen sonuç doğrultusunda operasyonun yeniden uygulanmasına karar verilebilir, bu sürece kadar hastaya ek tedaviler uygulanabilir. Operasyonun tekrarına karar verilmesi halinde ilk operasyondan sonra yaklaşık 6 aylık bir sürecin geçmesi beklenir.

Mikro TESE ameliyatı ile ilgili daha detaylı bilgi almak için Mikro TESE web sitemizi ziyaret edebilirsiniz

Erkek Kaynaklı Kısırlık

Erkek Kaynaklı Kısırlık ve Genetik Testler

En az iki farklı zaman diliminde gerçekleştirilen spermiyogram sonucunda menide canlı ya da cansız hiç olgun sperm hücresi bulunmaması azospermi olarak adlandırılır. Azospermi birçok farklı nedenle ortaya çıkabilen erkek kaynaklı infertilite nedenleri arasında yer alır. Bu nedenler arasında genetik nedenler de bulunmaktadır. Bu yazımda sizlere Erkek Kaynaklı Kısırlık ve Genetik Testler ile ilgili bilgiler vereceğim…

Erkeklerdeki genetik bozukluklar spermatogenez adı verilen sürece zarar verebilir. Yapılan bilimsel çalışmaların sonucunda erkek kaynaklı infertilite vakalarının, %2-%8 oranında genetik bozuklukların etkisi olduğu gösterilmiştir.

Kistik fibroz gen mutasyonu, Klinefelter Sendromu, Y kromozomu mikrodelesyonları, Noonan Sendromu ve çeşitli kromozomal anomaliler erkek kaynaklı kısırlığın genetik nedenleri arasında sayılabilir.

Azospermi nedenleri belirlendiğinde genetik problemler ortaya çıktıysa hastanın kesin tedavi edilebilmesi söz konusu değildir. Bu noktada genetik problemler nedeniyle ortaya çıkabilen hormonal bozukluklara yoğunlaşılması gerekebilir.

Azospermi hastalarında genetik incelemelerin atlanmaması son derece önemlidir. Erkek kısırlığına yönelik genetik testler sayesinde kromozomlardaki veya genlerdeki değişiklikler tanımlanabilir.

Günümüzde uygulanan çok fazla genetik test bulunmakla birlikte erkek kaynaklı infertilite durumunda 3 temel testten bahsedilmesi mümkündür. Bu testler karyotip, kistik fibroz gen mutasyonu ve Y kromozomu mikrodelesyonu olarak sıralanabilir.

Karyotip Analizi

Kromozom analizi olarak da bilinir. Belirli genetik anomalileri ortaya çıkarabilir. Hastalıkları ya da genetik bozuklukları doğrulamak ya da teşhis etmek için tercih edilebilir. Aynı zamanda çiftlerin genetik veya kromozomal bozukluğu riski taşıyan bebek sahibi olma ihtimalinde gündeme gelen bir test olduğu bilinmektedir.

Azospermi ya da çok düşük sperm sayısı durumunda karyotip analizi önerilir. Karyotipleme aşılama ve tüp bebek gibi yardımcı üreme tekniklerine başvurulmadan önce gerçekleştirilir.

Kistik Fibroz Gen Mutasyonu Testi

Erkek infertilitesine yol açabilecek kistik fibroz genlerindeki mutasyonların arandığı testtir. Doğuştan vas deferans yokluğu olan erkeklerin büyük bir kısmında kistik fibrozise yol açabilen en az bir mutasyon olduğu bilinmektedir.

Doğuştan vas deferans yokluğu bulunan ya da sperm üretim sürecinde sorun olan erkeklerin bu teste tabi tutulması önemli bir gerekliliktir. Yapılan bilimsel çalışmaların sonuçları doğuştan vas deferans kanalı olmayan erkeklerin, erkek çocuklarında da benzer bir durumla karşılaşılabileceği yönündedir.

Y Kromozomu Mikrodelesyon Testi

Y kromozomu sperm üretiminde önemli görevlere sahip olan genler barındırır. Y kromozomu eksikliği olan erkeklerde sperm oluşumu söz konusu olduğunda döllenme meydana gelebilir. Ancak erkek çocuk dünyaya gelmesi durumunda kısırlık ile karşılaşma ihtimali yüksek olabilmektedir.

Y kromozumu mikrodelesyonları karyotip analizi ile tespit edilemeyeceği için genellikle ICSI yöntemi öncesinde tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında ya da sperm sayısı çok düşük olan erkeklerde Y kromozomu mikrodelesyonu teste başvurulması gerekebilir.

Youtube kanalıma abone olup konuyla ilgili diğer videolarımı da izleyebilirsiniz

Erkek Kaynaklı Kısırlık ve Genetik Testler Erkek Kaynaklı Kısırlık ve Genetik Testler Erkek Kaynaklı Kısırlık ve Genetik Testler

Azospermi nedenleri ve detayları

Azospermi Nedenleri ve Detayları

Farklı zaman dilimlerinde en az iki kere gerçekleştirilen semen analizi sonrası menisinde canlı ya da cansız hiç olgun sperm bulunmayan hastalara azospermi teşhisi konulabilir. Azopsermi erkek kaynaklı infertilitenin yaygın nedenlerinden biridir ve meydana gelme mekanizması olarak iki grupta incelenir.

Tıkanıklığa bağlı azospermi türünde erkeklerin testislerinde sperm üretimi gerçekleşiyordur ancak sperm ile meniyi oluşturan diğer sıvıların buluşmasında ya da meninin ejakülasyon sırasında vücut dışarına atılmasında bir sorun vardır. Diğer azospermi türü ise tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi olarak tanımladığımız durumdur. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında farklı nedenlerle testislerde sperm üretimi gerçekleşmiyordur.

Azospermi nedenleri, hastalığın farklı kategorilerde incelenmesini ve dolayısıyla tedavi süreçlerinin farklılaşmasını gerektirir. Günümüzde gelişen tıbbi teknolojiler ve tedavi seçenekleri sayesinde azospermi hastalarının çocuk sahibi olma ihtimalleri son derece yükselmiştir.

Tıkanıklığa Bağlı Azospermi Nedenleri

Azospermi nedenleri, hastalığın türü doğrultusunda değişiklik gösterebilmektedir. Söz konusu tıkanıklığa bağlı azospermi olduğunda temel sorun testislerde üretilen spermlerin meniyi oluşturan diğer sıvılarla birleşememesi ya da birleşse dahi penis aracılığı ile vajina kanalına iletilememesidir. Tıkanıklığa bağlı azospermi nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

Epididim Blokajı

Testislerde üretilen spermlerin erkek üreme sistemi boyunca taşınmasını sağlayan yapılardan olan epididim, farklı nedenlerle tıkanabilir. Bu noktada enfeksiyonların, skrotuma alınan travmaların, yaralanmaların epididim blokajında yüksek risk yarattığı ifade edilebilir. Her ne kadar, çok yaygın olmasa da genetik unsurlar ve kistik fibroz da epididim blokajına neden olarak azopsermi nedenleri gündeme gelebilir.

Vaz Deferens Cerrahisi

Vas Deferans cerrahisi, diğer bir deyişle vas deferansı devre dışı bırakan cerrahi vazektomi olarak da bilinmektedir. Spermlerin meniyi oluşturan diğer sıvılarla birleşmesini imkânsız hale getirmek için gerçekleştirilen ve erkekler için etkin bir doğum kontrol yöntemi olarak ön plana çıkan bu ameliyat azospermiye yol açar. Vazektomiye ek olarak doğuştan vas deferans yokluğu veya farklı nedenlerle tıkanıklığı da azospermiye yol açabilir.

Boşalma Kanalı Tıkanıklıkları

Enfeksiyonlar, doğumsal nedenler, travma, geçirilen cerrahiler ve daha çeşitlendirilebilen farklı unsurlar boşalma kanalı tıkanıklıklarına yol açarak testislerde üretilen spermlerin meni sıvılarıyla birleşmesini engelleyebilir.

Tıkanıklığa Bağlı Olmayan Azospermi Nedenleri

Tıkanıklığa bağlı azospermiden farklı olarak testislerde, bir nedenle sperm üretilmemesi ile karakterize tıkanıklığa bağlı olmayan azopsermi nedenleri de son derece çeşitlidir.

Y kromozomu Mikrodelesyonu

Y kromozomu sperm üretiminde görev yapan son derece önemli genler barındırır. Y kromozomu mikrodelesyonu Y kromozomunda eksik genlerin bulunması ile karakterize bir durumdur. Genetik bir bozukluktur. Y Kromozomu Mikrodelesyonu azospermi nedenleri arasında yer alır.

Karyotip Analizi

Erkeklerin fazladan X ya da Y kromozumuna sahip olmaları, tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi nedenleri arasında yer alır. Karyotip analizi ile kromozomların boyutu, sayıları ve büyüklüğü tespit edilebilir. Klinefelter sendromu kromozomlardaki anomali ile karakterize bir rahatsızlıktır. Kalıtsal değildir, testosteron replasman tedavisi başta olmak üzere çeşitli tedavi yöntemlerine başvurulmasını gerektirebilir.

Radyasyon ve Toksinler

Yapılan meslekler ya da yaşanan bölge nedeniyle bazı bireyler diğerlerinden daha fazla kimyasala ya da ağır metale maruz kalabilir. Bunlara ek olarak yaşanan hastalıklar nedeniyle alınan tedaviler de sperm üretim sürecinde sorunlara neden olabilir.

Varikosel

Testislerin içerisinde yer aldığı skrotumdaki toplar damarların varisleşme durumu olarak tanımlanabilen varikosel hastalığı, testislere kirli kan akışına neden olabilen ve tedavi edilmediği takdirde testis ısısını yükselterek fonksiyonlarında bozulmaya yol açabilen bir hastalık olarak tanımlanabilir. Varikosel tedavi edilmediği takdirde testosteron üretim sürecine de olumsuz etki edebilmekte erkeklerde tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi nedenleri arasında yer alabilmektedir.

İlaçlar

Reçete edildiğinde veya edilmeden kullanılan bazı ilaçların erkeklik hormonu kullanımı veya sperm üretimi üzerinde etkisi olabileceği bilinmektedir. Örneğin erkeklik hormonunun uzun süre boyunca dışarıdan alınması üretim sürecine etki edebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Hiç spermi olmayan ne yapmalıdır?

En az iki ayrı spermiyogram sonucunda menisinde canlı ya da cansız hiç olgun sperm hücresi bulunmaması durumu azospermi olarak adlandırılır. Azospermi teşhisi konulan hastaların tedavi süreçleri yaşlarına, beklentilerine ve azospermi nedenleri doğrultusunda şekillendirilir. Azospermi teşhisi konan hastaların öncelikle menide sıfır sperm bulunma nedenlerinin belirlenmesi gerekir, daha sonra çiftler özelinde yapılan incelemeler sonucunda da tedavi yöntemleri belirlenebilir.

Azospermi sorunu sonradan olur mu?

Evet, azosperminin sonradan oluşması mümkündür; azospermi nedenleri her zaman doğuştan olmaz. Yaşam tarzı ile ilgili seçimler, tercih edilen meslekler, varikosel hastalığının olup olmaması, travmalar, geçirilen cerrahilerin etkileri gibi değişkenler azosperminin sonradan ortaya çıkmasına neden olabilir.

Azospermi için ilaç tedavisi var mı?

Azospermi tedavisi; azospermi nedenleri ve türü doğrultusunda gerçekleştirilir. Azospermiye neden olan sağlık sorununun tedavisi için ilaç tedavisinin de etkili olması mümkündür. Günümüzde tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi söz konusu olduğunda testislerde olgun sperm bulmak için uygulanan altın standart tedavi seçeneği mikroTESE cerrahisidir.

Azospermi genetik bir sorun mudur?

Azospermi nedenleri son derecede çeşitlidir. Azospermi genetik problemler nedeniyle de kaynaklanabilen bir durum olma niteliği taşır. Y kromozomu mikrodelesyonu azosperminin genetik nedenlerine örnek olarak gösterilebilir. Azospermi teşhisi konulan erkeklerin yaklaşık %10’unda genetik sorunlar tespit edilmiştir.

Youtube kanalıma abone olabilirsiniz

Azospermi Nedenleri ve Detayları Azospermi Nedenleri ve Detayları

Klinefelter Sendromu Nedir? Klinefelter Sendromu Detayları

Fiziksel ve entelektüel gelişimi etkileyebildiği bilinen Klinefelter sendromu, erkeklerde görülen bir kromozomal anomali şeklinde kısaca tanımlanabilir. Yaygın olarak erkeklerin uzun boylu olmasına yol açar ve aynı zamanda erkek kaynaklı kısırlık oluşumuna neden olabilir. Bu sendroma sahip olan erkekler fazladan bir X kromozumu ile dünyaya gelirler. Cinsiyet üzerinde etkiye sahip olmasa da bu hastalık erkekleri çeşitli şekillerde etkileyebilir. Bazılarında çok hafif seyreden semptomlar zaman ilerledikçe değişiklik gösterme eğiliminde olur. Kaslarda güçsüzlük, motor gelişiminde yavaşlık, inmemiş testis ve konuşmaya geç başlama gibi belirtiler erkek çocuklarda baskın olurken yaş ilerledikçe boyda ve bacaklarda uzama, kısa gövde, testislerde sertleşme ve küçülme, sperm değerlerinde düşme, kemiklerde zayıflık, enerji düşüklüğü ve depresyon gibi farklı semptomlara evrilebilir.

Kısırlık tedavi edilemez bir sorun değil.

Detaylı bilgi al

Klinefelter Sendromu Nedir?

Bebeklerin cinsiyetleri X ve Y kromozomlarınca belirlenir. Erkek bebeklerde normal şartlar altında X ve Y kromozomlarından birer tane bulunur. Klinefelter sendromu ise fazladan bir X kromozomunun gen paketinde bulunması ile karakterize bir durum olarak kısaca tanımlanabilir. Doğrudan kalıtsal bir hastalık olmayan Klinefelter, genellikle rastgele olarak gündeme gelir.

 

Klinefelter Sendromunun Sebepleri

XXY sendromu rastgele meydana gelebilen bir durumdur. Yaşı ilerlemiş kadınların gebeliklerinde Klinefelter sendromuna sahip erkek bebek dünyaya gelme ihtimalinin daha yüksek olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda erkeklerin sperminin de sendroma neden olabileceği bilinmektedir. Normalde sperm hücresinde yalnızca X ya da Y kromozumu bulunurken yaşın ilerlemesi ile birlikte erkeklerin spermlerinde X ve Y kromozomları eş zamanlı olarak görülebilir.

 

Klinefelter Sendromunun Belirtileri

Belirtiler erkeklerin yaşı doğrultusunda değişiklik gösterebilmektedir. Çok erken yaşta tespit edilmesi mümkün olmasa da belirtilerin dikkatli bir şekilde gözlemlenmesi ve bir farklılık görüldüğü takdirde hekimlere başvurulması önemlidir.

Sendrom erkek bebeklerde ve çocuklarda kaslarda zayıflık, motor becerilerin gelişiminde yavaşlık, konuşma becerilerinde gecikme gibi semptomlara yol açabilir. Yaş ilerledikçe bu belirtiler standartlara göre uzun boy, ergenlik döneminde gecikme, penis gelişiminde sorun, bilişsel yeteneklerde gerilik, enerji azlığı, sosyalleşmede zorluk gibi şikayetlerle değişim gösterebilir. Sendromun yetişkin erkeklerde yol açtığı semptomlar arasında testislerde ve peniste küçüklük, boy uzunluğu, sperm sayısında düşüklük, bacak ve kol uzunluğunda orantısızlık, depresif ruh hali, memelerde büyüme, konsantrasyon güçlüğü, kemiklerde zayıflama, vücut kıllarında azalma gibi şikayetler yer alabilir.

 

Klinefelter Sendromunun Türleri

Sendrom iki farklı tipte karşımıza çıkabilir.

  • 48, XXYY sendromu adı verilen tip son derece nadir görülür. Kişide hem fazladan bir X hem de fazladan bir Y kromozomunun varlığı söz konusudur.
  • 47, XXY ve 46 XY sendromu ise hücrenin bir kısmında Klinefelter, diğer kısmında farklı bir yapı görülmesi ile karakterize olduğundan mozaik tip olarak da adlandırılabilmektedir.

 

Klinefelter Sendromunun Riskleri

Klinefelter sendromu riskleri genellikle düşük testosteron seviyesi ile bağlantılıdır.

  • Lupus ve romatoid artrit gibi bağışık sistemi sorunları,
  • Kanı, kemik iliğini ve lenf nodlarını etkileyen kanser türleri,
  • Diyabet,
  • Kan damarlarında ve kalpte sağlık sorunları oluşumu,
  • Akciğer hastalıkları,
  • Anksiyete ve depresyon gibi mental problemleri
  • Kemiklerde zayıflık gibi komplikasyonlar oraya çıkabilir.

 

Klinefelter Sendromunun Tedavisi

Her yaşta tedavi seçenekleri değerlendirilebilse de erken teşhis ve tedavi ile daha başarılı sonuçlar alınabilir. Yaygın görülen tedavilerin başında testosteron replasman tedavisi bulunur. Ergenlik döneminde testosteron replasman tedavisinin alınması hem vücuttaki döneme özgü değişimlerin gerçekleşmesi hem de penis boyunun ideal ölçülere yaklaşması adına önemlidir. Testosteron replasman tedavisine ek olarak çocuklar için konuşma tedavisi, meme boyutlarında büyüme için jinekomasti cerrahisi, mental sorunlar için psikolojik danışmanlık, çocuk sahibi olmak için fertilite tedavileri gibi yöntemlere başvurulması mümkündür.

 

Sıkça Sorulan Sorular

Klinefelter sendromu hakkında birçok konuya değindik. Kullanıcıların merak ettiği diğer soruları da cevapladık.

 

Klinefelter sendromu çocuk sahibi olabilir mi?

Bu sendroma sahip erkeklerde sperm hücresi bulunmaz ya da var olan hücrelerin sayısı doğal yolla gebelik oluşumu için yeterli olmaz. Günümüzde gelişen tıbbi teknolojiler sayesinde testosteron replasman ve yardımcı üreme tedavileri kullanılarak Klinefelter’li hastaların bebek sahibi olma şansları artırılmaktadır. MikroTESE ve ROSİ ya da ICSI teknikleri seçilmiş hastaların çocuk sahibi olmasını mümkün kılabilmektedir.

 

Klinefelter sendromu zekâ geriliğine sebep oluyor mu?

Zekâ geriliğine neden olmasa da bilişsel gelişimi olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Erken dönemde konuşma bozukluklarına, okuma ve anlamada zorluğa, bağlantı kurmada sorunlara neden olabilir.

 

Klinefelter sendromu özellikleri nelerdir?

Bu genetik bozukluğun yol açtığı spesifik unsurlar az önce de belirtildiği gibi yaşla birlikte değişiklik gösterebilir. Genellikle sert ve küçük testisler, peniste kısalık, bacaklarda uzunluk, kalçada genişlik, boyun ortalamadan uzun olması, erkek kaynaklı infertilite, kemiklerde güçsüzlük, memelerde büyüme ve terleme atakları sendromu yaşayan hastalarda ortak olarak gözlemlenebilmektedir.

Mikro Tese Ameliyatı Kaç Kere Yapılabilir

Mikro Tese Ameliyatı Kaç Kere Yapılabilir?

Kısaca mikro tese olarak bilinen mikrocerrahi testiküler sperm ekstrasyonu ameliyatı azosperminin neden olduğu erkek kaynaklı kısırlık problemi yaşayan çiftlerin çocuk sahibi olabilmesi için uygulanan tedavi yöntemidir. Azospermi hastalarının ejakülatında herhangi bir sperm hücresi bulunmamaktadır. Bu nedenle sperm hücresi direkt olarak cerrahi yöntemle testislerde ya da sperma kanalında aranmaktadır. Ameliyat esnasında kanallarda sperm arandığı için işlemin süresi 2 ya da 2,5 saati bulabilmektedir. Operasyon süresi boyunca hastaların konforunun maksimum düzeyde olabilmesi adına genel anestezi tercih edilir

BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?
Binlerce kişi çocuk sahibi olma hayalini Mikro Tese tedavisiyle gerçekleştirdi!

Mikro Tese Ameliyatı Kimlere Uygulanabilir?

Ameliyat gerçekleştirilmeden önce çeşitli kontrollerle hastaların ameliyata uygun olup olmadığı kontrol edilmektedir. Yapılan kan tahlilinde testosteron düzeyinde bir problem bulunmayan kişiler de ameliyat için uygun hastalar arasında yer almaktadır. Sperm üretimi problemi olmayan kişilerde ameliyat ile oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkündür.

 

Mikro Tese İçin Kimler Uygundur?

Ameliyatın başarılı olabilmesi için hastalarda sperm üretiminin bulunması gerekmektedir. Erkeklerde bulunan Y kromozomunda yer alan Azf bölgesi sperm üretiminden sorumlu olan bölgedir. Bu bölge ise kendi içerisinde a, b ve c olmak üzere alt bölgelere ayrılmaktadır. Alt bölgelerinin kısmen ya da tam eksik olması durumunda sperm üretimi mümkün değildir. Ancak Y kromozomunda herhangi bir problem olmayan kişiler ameliyat için uygun kişilerdir.

 

Mikro Tese Ameliyatı Kaç Kere Uygulanabilir?

İlk ameliyatta canlı sperm hücresi elde etme oranı yaklaşık olarak %60 civarındadır. Genellikle ilk seferde yeterli miktarda sperm hücresi bulunan hastalarda tüp bebek tedavisinin başarısız olması durumunda ameliyatın tekrarlanmaması için spermlerin dondurulması tavsiye edilmektedir. İlk ameliyatta sperm hücresi bulunmadığında, dondurulacak kadar sperm hücresi elde edilemediğinde ya da dondurulan hücrelerin kullanılamadığı durumlarda ikinci kez ameliyat gerçekleştirilebilmektedir. Ancak ikinci ameliyat için hastaların yaklaşık 6 ay kadar beklemesi tavsiye edilir.

 

Mikro Tese Ameliyatı Kaç Günde İyileşir?

Ameliyat testislere açılan küçük bir kesiden yapılmaktadır. Bu nedenle iyileşme süresi kısadır ve genellikle konforludur. Ancak hastaların yine de iyileşme süresince dikkatli olması gerekmektedir. Genellikle ameliyattan sonraki ilk haftanın sonunda gündelik hayata geri dönmek mümkün olmaktadır.

Azospermi İçin Mikro Tese Tedavisi

Azospermi İçin Mikro Tese Tedavisi

Kısırlık ancak çiftlerin bir sene boyunca düzenli ve korunmasız cinsel ilişkiye girmesinden sonra hamileliğin gelişmemesi durumunda gündeme gelmektedir. Kısırlık erkekten ya da kadından kaynaklı olabilmektedir. Bazı durumlarda çiftlerin her ikisinde de kısırlığa rastlanmaktadır. Kısırlığın birçok nedeni olabilmektedir. Genellikle kısırlık başka bir hastalığın sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Yaklaşık olarak her 100 çiftten 12 – 13’ü kısırlık yaşamaktadır. Bu vakaların neredeyse yarısı erkek kaynaklı kısırlıklardır. Erkek kaynaklı kısırlık nedenleri arasında azospermi rahatsızlığı da üst sıralarda bulunmaktadır.

Sperm hücreleri testislerde üretilmektedir. Sonrasında üreme sisteminde seminal kanallarda seminal sıvıyla bir araya gelir. Ejakülasyon ile birlikte de vücut dışına çıkar. Azospermi hastalarında ise sperm bu denklemden çıkmaktadır. Azospermi hastalarının ejakülasyonunda sperm bulunmamaktadır. Her ne kadar ejakülasyon meydana gelse de içerisinde hiçbir sperm hücresine rastlanmamaktadır. Azospermi sık sık düşük sperm sayısı ile karıştırılmaktadır. Ancak azospermi teşhisi konulan erkeklerin menisinde hiç sperm hücresine rastlanmamaktadır. Azospermi rahatsızlığı kendi içerisinde obstrüktif yani tıkanıklığa bağlı ve non-obstrüktif yani tıkanıklığa bağlı olmayan şeklinde ikiye ayrılmaktadır.

Azospermi Hakkında Detaylı Bilgi Alın

Mikro Tese Hakkında Detaylı Bilgi Alın

 

Azospermi Hangi Sıklıkla Görülür?

Erkek kaynaklı kısırlıklarda azospermi sık karşılaşılan durumlardan bir tanesidir. Günümüzde yaklaşık olarak tüm erkeklerin %1’inde azospermi olduğu düşünülmektedir. Erkek kaynaklı kısırlıklarda azospermi görülme oranı da yaklaşık %10 – %15 arasında değişiklik göstermektedir. Bu da azospermiyi oldukça yaygın rahatsızlıklardan birisi haline getirmektedir.

Azospermiye neden olabilecek birçok potansiyel neden bulunmaktadır. Klinefelter sendromu gibi genetik problemler, kemoterapi ya da radyoterapi gibi tedavi yöntemleri, uyuşturucu kullanımı gibi sebepler azospermiye neden olmaktadır. Ayrıca varikosel ya da her iki tarafta vas deferans yokluğu gibi anatomik problemlerde de azospermi görülmektedir. En sık görülen azospermi nedenleri genetik durumlar, yetersiz testis gelişimi ya da çevresel toksinlere maruz kalmadır. Ancak bu kadar yaygın görülmesine rağmen hala daha tam olarak neyin azospermiye neden olduğu bilinmemektedir.

Azospermi, ejakülasyonda sperm bulunmamasıdır ve bazı yanlış bilgileri de beraberinde getirmektedir. Azospermi hastaları hiç sperm üretemez düşüncesi tam anlamıyla doğruyu yansıtmaz. Bu nedenle azospermi hastaları için durum tamamen umutsuz değildir. Azospermi tedavisi ile çiftlerin çocuk sahibi olabilmesi mümkün hale gelmektedir.

 

Eşi Azospermi Olup Hamile Kalmak Mümkün mü?

Çocuk sahibi olmak isteyenlerin en merak ettiği sorulardan birisi de azospermi hastası eşi olan kadınların hamilelik elde edip edemeyeceğidir. Bu soruya kesin bir yanıt verilememekle birlikte kişiye özel planlanan tedavilerle azospermi hastalarının çocuk sahibi olabilmesinin mümkün olabileceği ifade edilebilir. Azospermi rahatsızlığı tıkanıklığa bağlı olan ve tıkanıklığa bağlı olmayan olmak üzere iki farklı türde görülmektedir. Tıkanıklığa bağlı olan azospermi türünde sperm üretimi bulunmaktadır. Ancak üreme sisteminde bulunan bir problem yüzünden ejakülatta yer almamaktadır. Epididim, vas deferans ya da üreme sisteminin farklı bir bölgesinde meydana gelen tıkanıklık spermin penise ulaşmasına engel olur.

Tıkayıcı olmayan azospermi hastalarında ise sperm üretimi çok azdır ya da hiç yoktur. Genellikle testiste bulunan yapısal bozukluklar ya da diğer sağlık problemleri bu duruma yol açar.

Azospermi tedavisi azosperminin türüne ve nedenine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Gelişen teknoloji ile mikro tese tedavisi gibi tedavi yöntemleri ile azospermiye bağlı erkek kaynaklı kısırlık teşhisi konmuş çiftler çocuk sahibi olabilmektedir.

 

Mikro Tese ile Azospermi Tedavisi

Mikro Tese tedavisi en yaygın tercih edilen azospermi tedavisi olarak kabul edilmektedir. Mikro Tese tedavisi özünde cerrahi nitelik taşıyan bir işlemdir. Genel anestezi altında gerçekleştirilen bu yöntemde testisler açılır ve içerisindeki sperm hücrelerinin üretildiği sperma kanalları detaylı bir şekilde kontrol edilir. Operasyon esnasında direkt bu bölgede sperm hücresi aranmaktadır. Azospermi tedavisi için yapılan mikro Tese ameliyatı yaklaşık olarak 2 saati bulabilmektedir. Çünkü testisten alınan dokular detaylı bir şekilde incelenir. Doku alındıktan sonra ameliyat devam ederken alınan doku mikroskop altında kontrol edilir ve içerisinde canlı sperm aranır

Tüm azospermi hastaları mikro Tese tedavisi için uygun kişilerdir. Ancak azopsermi tanısını konduktan sonra mikroTese tedavisi için planlama yapılmadan önce genetik inceleme yapmak gerekmektedir. Sperm üretimini Y kromozomunda yer alan AZF bölgesi kontrol eder. Bu bölgenin a, b ve c olmak üzere üç alt bölgesi bulunur. Bu bölgelerin bir kısmının ya da tamamının bulunmaması durumunda sperm üretimi mümkün olmamaktadır. Bu nedenle mikro tese tedavisi ile sperm elde edilememektedir. Ancak Y kromozomunda problem bulunmayan kişilerde azospermi tedavisi ile sperm bulma şansı %40 ile 60 arasında değişiklik gösterir.

Azospermi

Azospermi İçin En İyi Tedavi Yöntemleri

Azospermi hastalığı erkekler arasında en sık rastlanan erkek kaynaklı kısırlık nedenlerinden birisidir. Azospermi hastası olan erkeklerin ejakülatında sperm hücresine rastlanmamaktadır. Bu nedenle de doğal yollarla gebelik oluşmamaktadır. Ancak bu durum, günümüzde azospermi kaynaklı kısırlık yaşayan çiftlerin bebek sahibi olamayacağı anlamına gelmemektedir. Çeşitli tedavi yöntemleri sayesinde azospermi hastaları da bebek sahibi olabilmektedir. Azospermi hastalarına uygulanabilecek farklı tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Ancak aralarından en etkili olan azopsermi ameliyatı olarak öne çıkmaktadır. Azospermi hastalarında uygulanan mikro TESE ameliyatı ile testislerde sperm hücresi bulma ihtimali oldukça yüksektir.

 

Azospermi Ameliyatı

Azospermi ameliyatı olarak da bilinen mikro TESE ameliyatında direkt olarak sperm hücrelerinin üretildiği testis bölgelerinde arama yapılmaktadır. Azospermi ameliyatı tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastaları için önemli şanslardan birisidir. Genel anestezi ile yapılan ameliyatta direkt olarak sperm hücrelerinin üretildiği bölümler kontrol edilmektedir. Alınan doku parçası mikroskop altında incelenerek canlı sperm hücresi aranır. Mikro TESE ameliyatlarıyla oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkündür. İlk seferde sperm hücresi bulunmadığında veya çeşitli sebeplerle tekrar sperm hücrelerine ihtiyaç duyulduğunda ikinci kez azospermi ameliyatı yapmak mümkündür. Ancak ilk ameliyattan sonra, ikinci ameliyat için yaklaşık 6 aylık bir bekleme süresi tavsiye edilmektedir.

Azospermi ameliyatı dendiğinde akla ilk mikroTESE gelse de tıkanıklığa bağlı azopsermi tedavisinde PESA ve MESA gibi sperm toplama tekniklerine de başvurulması söz konusu olabilir. Hangi tekniğin hangi hasta grubuna uygulanması gerektiği hasta özelinde yapılan detaylı tetkikler sonucunda üroloji ve androloji uzmanları tarafından belirlenmektedir.

 

Hormonal Tedavi

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında, hormonal terapi etkili olabilmektedir. Erkeklerde sperm yapımını FSH hormonu düzenler. Ayrıca testosteron ve luteinizan hormon da erkeklerde üreme sağlığı üzerinde önemli etkilere sahiptir. Hormonal bozukluğu bulunan kişilerde hormonal tedavi sperm üretiminde etkili olabilmektedir. Diğer taraftan azospermi hastalarının hormon dengeleri de son derece normal olabilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar ile beraber hormon tedavisi olan tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarının ejakülatında sperm hücrelerine rastlanabilmektedir. Ancak uzun süreli hormon tedavisi genel sağlık üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilmektedir. Bu nedenle hormonal tedavinin etkileri günümüzde hala tartışmalıdır.

 

Bitkisel Tedavi

Azospermi hastalığına iyi geldiği söylenen bitkisel tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Ancak bu yöntemlerin hem tıkanıklığa bağlı olan hem de tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarına bir fayda sağladığı düşünülmemektedir. Sperm sayısı düşük olan kişilerde beslenme ve diğer gündelik alışkanlıkların değiştirilmesi sperm sayısında iyileşme olduğu gözlemlenebilmektedir. Ancak bu konuda da çeşitli tartışmalar sürmektedir. Dengeli ve yeterli beslenme, düzenli spor yapma, alkol ve sigara gibi vücutta toksik etkiye neden olan maddelerden uzak durma genel sağlık sistemi için olduğu gibi üreme sistemi sağlığı için de önemlidir.

 

Vitamin Tedavisi

Erkek kaynaklı kısırlık problemlerinde tedaviye yönelik kullanılan yöntemlerden birisi de vitamin tedavisidir. Ancak vitaminlerin de azospermi üzerindeki etkinliği tartışmalıdır. Bununla beraber doğru bir şekilde planlanması ve sürdürülmesi gerekmektedir. Aksi takdirde vitamin tedavisi mali açıdan oldukça külfetli hale gelmektedir. Hastalığı takip eden uzman hekimin uygun görmesi durumunda çeşitli vitamin takviyelerinin ve tedavilerinin kullanılmasında bir sakınca yoktur. Ancak uzman hekimin bilgisi olmadan bu yöntemlere başvurmamak gerekmektedir.

 

İlaç Tedavisi

İlaç tedavisi azospermi tedavisinde tercih edilen bir diğer yöntemdir. İlaç tedavisi genellikle vücuttaki hormon dengesini sağlamaya yöneliktir. Azospermi tedavisinde kullanılan ilaçlar büyük oranda antiöstrojen etkiye sahiptir. Bu şekilde vücuttaki östrojen, testosteron hormonu dengesi üzerinde etkili olmaktadır. Bu tedavide amaç vücuttaki kadınlık hormonu olan östrojen seviyesini düşürerek erkeklik hormonu olan testosteronun etkinliğini artırmaktadır.

 

Plazma Tedavisi

Özellikle teknolojinin gelişmesi ile beraber son yıllarda plazma tedavisi azospermi tedavisi olarak öne çıkmaktadır. Azospermi hastaları arasında büyük bir merak konusu olan plazma tedavisi hakkında henüz kesin bir sonuca varmayı sağlayabilecek veri bulunmamaktadır. Henüz deneme aşamasında olan bu yöntem daha azospermi hastalığı için bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmemektedir. Tedavi seçeneklerinden biri haline gelebilmesi için detaylı bir şekilde araştırılması ve plazma tedavisi alan hasta sayılarının arttırılması gerekmektedir.

 

Kök Hücre Tedavisi

Kök hücre tedavisi uzun zamandır mevcut olan bir yöntem olsa da aslında bu tedavi yöntemi de gelişen teknoloji ile mümkün hale gelmiştir. Son yıllarda kök hücre alanında elde edilen gelişmeler azospermi hastaları için de umut getirmektedir. Plazma tedavisi gibi kök hücre tedavisi de henüz yeni bir yöntemdir ve bu nedenle tam olarak azospermi tedavileri arasındaki yerini almamıştır.

Azospermi

Azospermi Hakkında Merak Edilenler 2022

Azospermi erkeklerin ejakülatında canlı ya da cansız hiç sperm hücresinin bulunmaması durumu olarak kısaca tanımlanabilir. Yaklaşık olarak tüm erkeklerin %1’inde azospermi olduğu düşünülmektedir. Azospermi hastalığı erkeklerde yaygın görülen kısırlık nedenlerinden birisidir.

Azospermi hastalığı tıkanıklığa bağlı ve tıkanıklığa bağlı olmayan olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Tıkanıklığa bağlı azospermi; testislerde sperm üretiminin olduğu ancak sperm hücrelerinin meni ile vücuttan atılmasını sağlayan üreme sistemi yollarında bir tıkanıklık olduğunun göstergesidir. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermide ise sperm üretiminde problem bulunmaktadır. Azospermi tedavisi ile bu hastaların sperma kanallarında ya da testisin diğer bölgelerinde sperm hücresi aranmaktadır.

Azospermi Hakkında Detaylı Bilgi Alın

Azospermi için Bitkisel Tedavi İşe Yarıyor mu?

Azospermi hastalarının merak ettiği noktalardan bir tanesi de bitkisel tedavi ile azospermi hastalığının tedavi edilip edilemeyeceğidir. Her ne kadar günlük hayatta azospermiye iyi geldiği düşünülen bitkisel kürler söylentisi bulunsa da bu pek doğru değildir.

Üreme sisteminde meydana gelmiş bir tıkanıklığı açacak bitkisel tedavi yoktur. Benzer bir şekilde yapısal ya da genetik bozukluklardan kaynaklı sperm üretimi olmamasının da bitkisel bir tedavisi bulunmamaktadır. Tedavi edici özelliği olduğu söylenen bitkisel tedavilerin yararı olmadığı gibi bazı durumlarda zararı olabilmektedir.

 

Azospermi Belirtileri Nelerdir?

En belirgin azospermi belirtisi erkek kaynaklı kısırlıktır. Yaklaşık bir yıl boyunca korunmasız cinsel ilişkiye giren çiftlerde gebeliğin gelişmemesi durumu kısırlık olarak değerlendirilir. Kısırlık kadından, erkekten ya da çiftlerin her ikisinden kaynaklanabilmektedir. Azospermi en sık görülen erkek kaynaklı kısırlık nedenlerinden bir tanesidir.

Erkeklerde azospermi hastalığının fark edilmesi zordur. Çünkü azospermi hastalarında genellikle bir ejakülasyon problemi bulunmamaktadır. Sadece ejakülatta sperm hücresine rastlanmamaktadır. Buna rağmen bazı azospermi hastalarında da çeşitli belirtiler görülebilmektedir. Cinsel isteksizlik, ereksiyon bozukluğu, testislerde şişlik, kitle ya da rahatsızlık hissi ile beraber vücutta ve yüzde saç kaybı azospermi belirtileri olarak ortaya çıkabilmektedir.

 

Azospermi İçin İlaç Tedavisi İşe Yarar mı?

Azospermi için ilaç tedavisi oldukça kısıtlıdır. Retrograde ejakülasyon problemi bulunan hastalarda ilaç kullanımı ile azosperminin önüne geçilebilmektedir. Bununla beraber hormonal bozukluklara bağlı azospermi hastalarında da hormon tedavisi ile olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir. Ancak en etkili azospermi tedavisi mikroTESE operasyonudur. Tıkanıklığa bağlı olan azospermi hastalarında ise cerrahi yöntemler ile tıkanıklık problemi giderilebilmektedir. Önemli olan eşlerin eş zamanlı değerlendirilmesidir. Tıkanıklığa bağlı azospermi durumunda da sperm toplama tekniklerine başvurulması ve tüp bebek tedavisi uygulanması mümkündür.

 

Azospermi Tedavisi İçin Bitkisel Kürler Nelerdir?

Azospermi için bitkisel kürlerin yararları tartışmalıdır. Düşük sperm sayısı ya da hareketliliği olan kişilerde gündelik hayatta yapılacak bazı değişiklikler sperm kalitesinin artmasına yardımcı olabilmektedir. Ancak tıkanıklığa ya da genetik problemlere bağlı azospermi hastalarında bitkisel kürlerin yararı bulunmamaktadır. Bununla beraber sağlıklı ve düzenli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, stres seviyesini düşürmek birçok konuda olduğu gibi üreme sağlığında da faydalıdır.

 

Azospermi Olanın Çocuğu Olur Mu?

Azospermi, en sık görülen erkek kaynaklı kısırlık nedenlerinden birisidir. Bu nedenle azospermi hastalığı nedenli kısırlık problemi yaşayan çiftlerde doğal yollardan gebelik mümkün değildir. Tıkanıklığa bağlı azospermi hastalarında problemin tedavi edilmesi ile beraber genellikle kısırlık da ortadan kalkmaktadır. Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında ise mikro TESE ameliyatı ile olumlu sonuçlar almak mümkündür. Mikro TESE ameliyatı ile testislerde canlı sperm bulma şansı %60’lara kadar çıkmaktadır.

 

Azospermi ve FSH Yüksekliği

Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi hastalarında genellikle FSH hormonu seviyelerin normalin üzerinde seyretmektedir. Ancak FSH hormonu tek başına sperm hücresinin olup olmadığı hakkında bilgi vermemektedir. FSH değeri normal olan hastalarda sperm hücresi bulunamazken yüksek olan hastalarda sperm üretimine ve canlı sperm hücresine rastlamak mümkün olmaktadır.

Sperm Hareket Azlığı Nedir?

Sperm Hareket Azlığı Nedir?

Erkek kaynaklı infertilite durumunun ardından birçok faktör olabilmektedir. Sperm kalitesinin belirlenmesi sırasında baz alınan kriterlerden olan sperm hareketliliği de erkek kısırlığının gündeme gelmesine neden olabilir.

Gebelik oluşumu için sperm hücrelerinin ideal sayıda olması, sperm morfolojisinin uygunluğu ve spermlerin ideal hızda ileri yönlü hareketliliği gibi şartların sağlanması gerekir. Sperm kalitesinin yalnızca sperm sayısına indirgenmemesi bu nedenle oldukça önemlidir. Bu yazımda sperm hareket azlığı ve sperm hareket azlığına yol açan nedenler hakkında bilgi aktaracağım. Öncelikle sperm hareketliliği yani sperm motilitesi kavramını açıklamak istiyorum.

Sperm Hareketliliği Nedir?

Sperm motilitesi olarak da adlandırılabilen sperm hareketliliği kısaca spermin yumurta hücresine doğru verimli bir şekilde hareket edebilme yetisi olarak tanımlanabilir. Spermlerin yumurta hücrelerine ulaşması ve döllenmenin gerçekleşmesi adına dişi üreme sisteminden yumurtaya doğru ilerleyebilmesi gerekir. Bu hareket ileri yönlü olmalıdır, aksi halde gebelik oluşumu için gerekli temel şart olan sperm ve yumurta hücresi birlikteliği meydana gelmez.

Spermler temel olarak 2 şekilde hareket ederler. Bu hareket mekanizmalarından biri ilerleyici diğeri ilerleyici olmayan nitelik taşır.

Non-progressif yani ilerleyici olmayan şekilde hareket eden spermler yumurtaya doğru ulaşamazlar, titreşip küçük daireler çizerler.

Gebeliğin oluşması için spermlerin sahip olmasını beklediğimiz hareket tipi ilerleyici harekettir. Kadın üreme sisteminde spermlerin ilerleyebilmesi için gerekli hız saniyede minimum 25 mikrometre olarak belirlenmiştir.

Sperm Hareket Azlığı Nedir?

Sperm hareket azlığı,  yumurta hücresiyle buluşabilecek ileri yönlü hareket edebilme yetisine sahip olan spermlerin, tüm spermlerin %32’sinden az olması durumudur.

Bu noktada bilinmesi gereken sperm hareket azlığının belirli bir ölçüye kadar normal kabul edildiği ancak tüm spermler içerisindeki oranının belirleyici olduğudur. Yapılan semen analizi sonuçlarında ideal şekilde hareket eden spermlerin oranı %32’den az olduğunda, sperm hareket azlığı gündeme gelir.

Sperm Hareket Azlığı Neden Olur?

Sperm hareket azlığı nedenleri oldukça çeşitlidir. Bazı hastalarda sperm hareket azlığına neden olabilen faktörler belirlenebilirken bazılarında belirlenemeyebilir.

  • Testis toplardamarlarında varisleşme ile karakterize varikosel hastalığının,
  • Sistemik hastalıkların,
  • Sigara kullanımının,
  • Hormon dengesindeki bozulmaların,
  • Pelvik bölgeye alınan travmaların,
  • Tekrar eden efeksiyonların,
  • İnmemiş testis gibi konjenital durumların,
  • Fiziksel ve psikolojik strese maruz kalınmasının,
  • Vitamin ve mineral eksikliklerinin ve
  • Sperm yapısındaki bozuklukların sperm hareket azlığına yol açan risk faktörleri arasında yer aldığı ifade edilebilir.

Sperm Hareket Azlığı Teşhis ve Tedavisi

Sperm hareket azlığı semen spermiyogram ile yapılabilmektedir. Farklı zaman dilimlerinde gerçekleştirilen en az iki semen analizi ile sperm hareket azlığı teşhisi konulabilmektedir. Gerekli durumlarda kan testleri ve hormon testleri yapılarak detaylı bilgi edinilebilir. Sperm hareket azlığının değerlendirilmesi amacıyla skrotal renkli Doppler ultrasonografiye de başvurulması mümkündür.

Elde edilen veriler doğrultusunda, sperm hareket azlığına yol açan temel faktöre göre tedavi planlaması yapılabilir. Bu noktada kimi zaman cerrahiye gerek duyulabilir kimi zaman kilo verilmesi, sigaranın bırakılması, vitamin desteği alınması gibi önlemlerle sperm hareketliliği artırılabilir. Kapsamlı muayene ve test süreçlerinin ardından üroloji ve androloji uzmanları tedavi süreçlerini hasta özelinde belirlerler.

Beni İnstagram’da Takip Edebilirsiniz

Sperm Hareket Azlığı Nedir?