Erkek İnfertilitesi: Normal bir evli çiftin korunmasız ve düzenli cinsel ilişkileri sonucunda; altı ay içerisinde %75, bir yıl içerisinde %90 gebelik olmalıdır. Bu süreçte gebeliğin oluşmaması durumunda infertilite (kısırlık) den bahsedilebilir. İstatistiksel olarak evli çiftlerin yaklaşık %15’inde infertilite problemi bulunmaktadır.
İnfertil çiftlerde yapılan çalışmalarda infertilite sebebinin %20-30 vakada sadece erkekte , %35-40 oranında da hem erkek hem de kadında olduğu gösterilmiştir. Böylece erkek faktörü çocuğu olmayan çiftlerin yaklaşık yarısında bulunmaktadır.
Erkek infertilitesinin başlıca sebepleri arasında;
- Varikosel (testisin toplardamarlarında varis oluşması),
- Testislerin küçük olması (atrofik testis ),
- Doğuştan testis ve sperm yollarının gelişmemesi, anatomik anormallikleri (Vaz deferens agenezisi, epididim anomalileri vb.)
- İnmemiş testis (testislerin yerinde olmaması…)
- Geçirilmiş operasyonlar (kasık fıtığı, testis torsiyonu, kasık ve testis bölgesi ameliyatları, tümör operasyonları, omurilik bölgesi yaralanmaları ve ameliyatları vb.)
- Ejakulasyon (boşalma) bozuklukları,
- Küçük yaşta geçirilen ateşli hastalıklar, tekrarlayan idrar yolu infeksiyonları, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kabakulak sonrası testis iltihapları (orşit), kronik prostatit gibi hastalıklar,
- Böbrek hastalıkları, diabet, tüberküloz gibi kronik hastalıklar,
- Işın tedavisi (Radyoterapi) veya Kemoterapi tedavisi görmek,
- Kimyasal maddeler, sigara, alkol, uyuşturucu kullanmak, vücut geliştirici anabolizan steroidler kullanmak,
- Uzun süreli sıcağa maruz kalmak, sıcak banyolar, sauna vb.
- Hormon bozuklukları,
- Genetik anomaliler en önemli gruplar olarak sayılabilir.
Bu sebepler arasında en sık görülenler ise varikosel, inmemiş testis, orşit hormonal bozukluklar ve genetik anomalilerdir.
Günümüzde altı aylık korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebelik olmaması durumunda hem erkek hem de kadınlar ayrı ayrı değerlendirilmelidir.
Erkekler derhal bir üroloğa başvurmalıdır. Ayrıntılı bir geçmiş hikaye dinlendikten sonra detaylı fizik muayene yapılmalıdır. Sadece bu bölümde bile hastaların bir kısmında sebepler ve olası sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Bunları takiben mutlaka en az iki kere (en az 4-6 hafta ara ile) sperm ölçüm testi (spermiyogram) yapılmalıdır.
Spermiyogram ile spermlerin sayısı, hareketi ve şekilleri değerlendirilerek bir sorun olup olmadığı kanaatine varılır.
Sperm sayı azlığı (oligospermia) , hareket zaafiyeti (asthenozoospermia), şekil bozuklukları (anormal morfoloji), kriptozoospermia (ciddi sperm azlığı), azoospermia (spermde canlı yada ölü hücre olmaması) ve aspermia (hiç sperm çıkmaması) görülebilir.
Sperm testlerinde bu gibi bozukluklar varsa, ek testler istenmelidir.
- Radyolojik incelemeler (testisin doppler ultrasonografisi, transrektal ultrasonografi, MR)
- Hormon testleri (FSH, LH, Prolaktin, Testesteron vb.)
- Genetik incelemeler (karyotip analizi, y microdelesyon vb.)
- Özel spermiogram testleri (retrograd ejakulasyon için vb.)
- Sperm DNA testleri,
- SORP testi
Tüm bu tetkikler sonucunda amaç doğal yollardan gebelik olmalıdır, ancak bu mümkün değilse yardımcı üretme tekniklerine yönelinmelidir.
Özellikle azoospermik hastalarda mikroTESE (testis içinde mikroskop yardımıyla sperm aranması) tekniği ile sperm bulma başarısının %60’lara kadar yükselmiş olması çok önemlidir.
Son yıllardaki erkek infertilitesindeki bu gelişmeler (mikro TESE) ile en zor hasta gruplarında bile yüksek oranda başarılar, gebelikler ve sağlıklı doğumlar elde edilmektedir.